Madencinin finansman sorununa ‘Kanada borsası modeli’ önerisi
Başak Nur GÖKÇAM
Madenciliği gelişmiş ülkelerde ise bu pay, ortalama yüzde 7 seviyelerinde. Biz yüzde 5 bile pay alsak ihracatımız 30 milyar dolara yükselir. Bu ortalamayı yüzde 7 seviyesine çıkarırsak ihracatımız 40 milyar dolara çıkabilir.
Ancak, bu noktada enerjiden finansmana kadar birçok sorunun çözülmesi gerekiyor. Madenciler olarak önerimiz Türkiye’de, Kanada’da da uygulanan borsa modelinin uygulanmasıdır. Geçtiğimiz 5 yıl boyunca Toronto Stock Exchange (TSX) ve TSX Ventures (TSXV)’ta maden şirketleri; hisse senedi ihraçları, tahvil ihracı ya da diğer finansal araçları kullanarak 44 milyar dolarlık fon elde etti.
Türkiye’de borsada işlem gören toplam şirket sayısı da 655 civarında. Madencilik endeksindeki şirket sayısı ise sadece 5. Eğer Kanada’da olduğu gibi bir model yaratılırsa hem finansmana ulaşım sorunu bir nebze olsun çözülür hem de sektörün daha sıkı denetlenmesi sağlanır. Bu kapsamda birçok şartı sağlayan ancak, büyüklük bakımından halka arz olamayan madencilik şirketleri için girişim borsası oluşturulabilir” açıklamasını yaptı.
Kazanan Türkiye olur
2022 yılını 6,5 milyar dolarlık rekor ihracatla kapatan maden sektörü, 2023 yılını 5,7 milyar dolarlık ihracatla tamamladı. Yaşanan düşüşte; dünyada meydana gelen resesyon, maden sektörünün ana pazarları arasında yer alan ABD, AB ve Çin’deki ekonomik gelişmelerin etkili olduğunu kaydeden Çevik, ülke içinde ekonomik şartların giderek zorlaştığı bir dönemde madencilik sektörünün geleceği için özellikle finansmana ulaşım noktasında adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.
Türkiye’de Kanada örneğinde olduğu gibi bir durum yaratılması halinde birçok problemin de ortadan kalkacağına vurgu yapan Çevik, “Eğer, bu sağlanırsa Türkiye’de madencilik faaliyetleri hızlanır. Zaten çok büyük bir kısmı en sıkı şekilde denetlenen maden şirketleri, halka açık olacağı için daha fazla denetime tabi tutulur. Ayrıca, çeşitli çevre kuruluşlarının korkuları da bertaraf edilir. Bunun sonucunda maden şirketleri ihtiyaç duydukları finansmana da erişir. Sonunda kazanan Türkiye olur” diye konuştu.
“Dünyanın en büyük ikinci üreticisiyiz”
Dünyada bilinen 90 maden tipinden 70’ine Türkiye’nin sahip olduğunu belirten Çevik, “Yılda yaklaşık 2 milyon tonluk krom üretimi ile dünyanın en büyük ikinci üreticisiyiz. İlk sırada 12 milyon ton ile Güney Afrika geliyor. Türkiye’nin krom ihracatından elde edilen gelir ise 650 milyon dolar. Üretimin 1,5 milyon tonluk kısmı ihraç edilirken, geri kalan kısmı ülke için kullanılıyor” dedi.
“Kurallara uymayanlar sektörü lekeliyor”
Türkiye’nin rezervleri bakımından dünyanın en önemli madencilik ülkeleri arasında yer aldığını da kaydeden KROMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, “Dünyada gelişmişlik düzeyi açısından bakıldığında en ileri seviyelerde olan ülkeler ciddi şekilde madencilik faaliyetleri gerçekleştiriyor. Biz de bunları başarabiliriz.
Onlar gibi denetim mekanizmasının sıkı tutulduğu, kuralların belli oluğu, kimseye ayrıcalık tanınmayan madencilik faaliyetlerine geçiş yapmalıyız. Bu söylediğimden ‘Türkiye’de denetim yok, kurallar belli değil’ algısı çıkmasını da istemem. Türkiye’de uygulanan kurallar, Avrupa’nın birçok ülkesine göre daha ileri seviyede. İşini doğru yapan firmalar, bu kurallara harfiyen uyuyor. Ancak uymayanlar, kuralların etrafından dolaşanlar koca bir sektörü lekeliyor. Bu noktada biz, madenciler olarak üzerimize düşeni yapmaya fazlasıyla hazırız” ifadelerini kullandı.